Kızılderili reis önde, adamları arkasında olmak üzere kilometrelerce at koşturduktan sonra aniden atının dizginlerini çeker ve durur. Adamları “reis ne oldu” diye sorunca, reis “ beyler, o kadar hızlı geldik ki, ruhlarımız geride kaldı.” der.
Bu zorunlu kapanma, umarım ki, geride kalmış ruhlarımızın öne geçmesini sağlar. Hayatın hızlı ritmi içeresinde ihmal ettiğimiz ruh ve mana dünyamızı zenginleştirebilirsek, dijital kayganlıktan kitapların asîl dünyasına dalabilirsek, işlerimizin hay huyu içinde uzun zamandır hatırını sormadığımız dostlarımızı telefonla da olsa arayabilirsek, işte o zaman kazananlardan oluruz. Bedenimiz evde kalsın ama aklımız ufuk turları yapsın. Vücudumuz evde kalsın ama vicdanımız geçmişimizin muhasebesini yapsın. Biz evde olalım ama hayallerimiz, geleceğimizle ilgili hayırlı planlar yapsın.
Bedenen yakınlaşma virüs kapmamızı sağlar; ama unutmayalım ki gönülden gönülle virüs bulaşmaz. Eğer bu karantina döneminden kaynaklanan maddeten uzaklaşma, manen yakınlaşmaları sağlarsa işte o zaman bu zahmet rahmete dönecek.
Aleme ve olaylara hikmet gözüyle bakmak bile başlı başına büyük bir kazançtır. Dikkat ediyor musunuz, artık siyasi küfürleşmeler yok, savaş naraları yok, ölüm kusan silahlar yok, yok yok.
Demek ki, güç ve kuvvet büyüklükle, irilikle doğru orantılı değilmiş. Virüs, ancak gelişmiş mikroskoplarla görülebilen bir zerre. Ne var ki, dünya devlerine bile dehşet salıyor.
Galiba Yunus Emre’nin şu mısraları şimdi daha iyi anlaşılıyor.
Bir sinek, bir kartalı
Salladı vurdu yere.
Yalan değil, gerçektir;
Ben de gördüm tozunu.
Düşünmek için durmak lazım. Belki de hayatı, insanlığı, tabiatı, fakir fukarayı, adaletsizlikleri, hayvanlara yaptığımız eziyetleri, özetle dünya ve ahireti yeniden düşünmemiz için ilahi güç bir mola vermemizi istiyordu.
Covid 19’dan dolayı vefat edenlere Allah’tan rahmet, hastalara şifa ve sabır diliyorum. İngilizcede hastalara “patient” denir. Bu kelime aynı zamanda “sabırlı” demek. Musibetlere karşı en büyük silah sabırdır. Yüce peygamberimiz buyurmuyor mu ki, “sabır zaferdir.” diye.
Evde kalarak, hasta olursak, hastalığa sabrederek bu musibete karşı zafer kazanalım.
Madem ki mücadele kaçınılmaz, o zaman mağlup değil, galip olan taraf olalım. Maddi kayıplarımızı da manevi kazançlarla telafi edelim.