Ali Suavî, Batılılaşma dönemi Türk fikir ve kültür tarihinde önemi bir yere sahip olan yazarlardandır. Tarihimizde, Ali Suavî kadar, ölümünden sonra kendisi ile ilgili birbirine çok zıt fikirler ileri sürülen aydın çok azdır. Onun için cahil diyenler olduğu gibi, dâhi diyenler de vardır; kahraman diyenlerin sayısı hâin diyenler kadar çoktur.
Çok çeşitli yönleri olan Ali Suavi Efendi üzerinde bugüne kadar yazılanlar ya onu mahkum etmeyi veya yüceltmeyi hedeflemiştir. Biz bu kitapta Ali Suavi’yi hatıralardan, şahsi yorumlardan yola çıkarak değil, arşiv belgelerine ve bizzat kendi eserlerine dayanarak değerlendirmeye çalıştık. Bu eserin uzun bir hazırlık dönemi olmuştur. İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde hazırladığımız “Ali Suavî , Hayatı, Eserleri ve Fikirleri” konulu doktora tezi bu kitaba başlıca kaynak olmuştur. Kitabın hacminin sınırlı olmasından dolayı, doktora tezinde ele alınan yüzlerce yerli ve yabancı arşiv belgelerine burada yer verilememiş ancak kaynakları verilmiştir. Ali Suavî gibi hayatı, mücadele ile sürekli bir faaliyet ile geçen, hem din adamı, hem gazeteci, hem öğretmen, hem bürokrat hem de komitacı olan bir insanın bütün yönlerini böyle küçük bir esere sığdırmak imkansız değilse de zordur. Okuyucular bu kitapta belki her yönüyle Ali Suavi’yi bulamayacaklardır ama, bulacakları Suavi belgelerin bize anlattığı bir Ali Suavî olacaktır.
Kitapta, Suavî ile ilgili bugüne kadar yazılanlara pek yer verilmemiş, ancak bunlar bibliyografyada gösterilmiştir. Yazarın eserleri tanıtılırken, elimizde olanlar kısaca tanıtılmış, olmayanların ise sadece isimleri ve hangi kaynaklarda bunlardan söz edildiği belirtilmiştir.
Fikirleri kısmında, yazarın üzerinde çelişkili yorumlar yapılan görüşlerine daha ağırlıklı olarak yer verilmiştir.
Eserin son bölümünde, onun yazılarına örnek olarak sunduğumuz makalelere ya da çeşitli eserlerinden alınan parçalara yer verilmiştir. Bu yazılar seçilirken özellikle şimdiye kadar yeni harflerle yayınlanmamış olmalarına ve yazarın gerek üslubunu gerekse fikirlerini çapıcı şekilde yansıtmış olmalarına dikkat edilmiştir. Yazarın her biri bir kitapçık ebadında ve son derece önemli, Ulûm gazetesinde yayınlanmış olan “Türk” ve “Lisan ve Hatt-ı Türki” başlıklı yazılara hacim endişesiyle yer verilememiştir. Ancak fikirleri ele alınırken bu makalelerden bolca alıntılar yapılmıştır. Sözkonusu makalelerin Prof.Dr.Mehmed Kaplan başkanlığında hazırlanan Yeni Türk Edebiyatı Antolojisi’nin 2.cildinde yeni harflerle yayınlanmış olmaları, bu makaleleri burada yayınlayamadığımız üzüntüsünü gidermektedir.
Yazarın İstanbul ve Londra’da çıkardığı iki ayrı Muhbir gazetesinin biribirine karıştırılmaması için Londra’da yayınlanan Muhbir, dipnotlarda Fransızca başlığı olan Le Mukhbir, 38.sayıdan sonraki sayılar ise İngilizce başlığı olan The Mukhbir şeklinde verilmiştir.
Geniş okuyucu kitlesi gözönünde bulundurularak doktora tezimizden kısaltılarak ve yer yer dilde sadeleştirmelere yer verilerek hazırlanan bu eserde, doktora tez danışmanım Prof.Dr.Birol Emil’in ve her fırsatta geniş bilgi ve tecrübesinden yararlandığım Sayın Ziyad Ebuzziya Beyefendi’nin katkıları büyüktür. Kendilerine ve bu eserin yayınlanmasında katkıları olan bütün şahıs ve kuruluşlara teşekkür ederim.