Bizim aydınımız iki buçuk asırdır kurtuluşu, kurtuluş reçetelerini, kendi kültürü, tarihi ve dinamikleri içerisinde arayacağına; Batıdan da gerektiği kadarıyla yararlanacağına; hep Batı'da aramıştır. Ahmet Hamdi Tanpınar'ın deyişiyle Türk aydını bir ‘eşik nesli' olmaktan kurtulamamıştır. Ne kendisi kalabilmiş ne de başkası olabilmiş bir toplum ve bu topluma yön veren aydınlar.. Kendi ikliminde kendine yabancı, dinden bahseder dini bilmez, müfessir kesilir Arapça bilmez, Osmanlıyı teşrih masasına yatırır Osmanlıca bilmez, Batı'dan yüksek sesle bahseder gerçek manada Batı'yı bilmez aydın tipi, günümüzün kendilerine ‘entellektüel' diyen birçok aydınına tıpa tıp uyar. Türkiye'de aydınların tarihi, ne yazık ki, Batılılaşma veya yabancılaşma tarihi ile aynı çizgiyi takip eder.